- 26 Ekim 2023
Temiz Teknoloji Nedir ?
Teknolojimiz hızla ilerliyor ve uygarlığımız bir gün Kardashev ölçeğinde en üst basamakları zorlayak gibi görünüyor. Elbette dikkat etmemiz gereken birkaç önemli ayrıntı var. Bunlardan biri, Dyson Küresi’ni inşa etmeye fersahlarca uzaklıkta olan uygarlığımızın, üzerinde yaşadığı gezegeni yok etmeye de bir o kadar yakın olduğu.
Bir zamanlar kıyamet filmlerine konu olan küresel iklim değişikliği, bugün kapımıza dayanan felaketin adıdır. NASA verilerine göre, küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak 1880’den bu yana ortalama küresel sıcaklık 1,01°C, deniz seviyesi ise 1993’ten bu yana 3,94 inç yükseldi.
Paris Anlaşması doğrultusunda küresel iklim değişikliğinin önlenmesi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler’in enerjiyle ilgili Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşabilmemiz için “Sıfır Sera Gazı Emisyonu” ilkesine hızlı bir geçiş yapılması gerekmektedir. Bu hedefin gerçekleşmesi ancak yüksek sorumluluk bilinci ve temiz teknoloji ile mümkün görünmektedir.
Başlarken
Yeşil teknoloji olarak da bilinen temiz teknoloji, doğal kaynakların kullanımını azaltan veya optimize eden ve aynı zamanda teknolojinin gezegen ve ekosistem üzerindeki olumsuz etkisini azaltan bir dizi teknolojiyi tanımlar. Bu tür teknolojilere örnek olarak rüzgâr ve dalga enerjisi üretimi gibi yeni teknolojilerin yanı sıra akıllı elektrik şebekeleri gibi geliştirilmiş geleneksel enerji üretim süreçleri verilebilir.
Temiz teknoloji araştırma şirketlerinden biri olan Clean Edge, temiz teknolojiyi “yenilenebilir malzeme ve enerji kaynaklarından yararlanan, doğal kaynakların kullanımını önemli ölçüde azaltan, emisyonları ve atıkları azaltan veya ortadan kaldıran geniş bir ürün, hizmet ve süreç yelpazesi” olarak tanımlamaktadır.
Temiz teknoloji, yüksek maliyeti nedeniyle özellikle enerji üretiminde yeterince ele alınmayan bir konudur. Ancak petrol gibi tükenmekte olan ve fiyatları istikrarsızlaşan doğal kaynakların sınırlı olması nedeniyle önümüzdeki yıllarda karlılığının artması ve daha uygulanabilir hale gelmesi bekleniyor.
Precedence Research’ ün araştırma raporu, 2021 yılında 35,5 milyar dolar olan Küresel Yeşil Teknoloji ve Sürdürülebilirlik pazar büyüklüğünün 2030 yılına kadar 417,35 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporuna göre, Temiz Enerji Teknolojilerine yapılan küresel yatırım, dünyanın 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşması için gereken seviyenin çok altında. Hedefe ulaşmak için önümüzdeki on yıl içinde yapılacak yıllık yatırımın 2021’dekinden üç kat daha fazla olması gerekiyor.
Tarihçe
Sanayi devriminden sonra enerji ihtiyacını fosil yakıtlarla karşılayan fabrikaların yaygınlaşmasıyla birlikte fosil yakıtların muazzam bir hava kirliliğine neden olduğu ortaya çıkmış ve bu durum özellikle büyük şehirlerde yaşamı büyük ölçüde zorlaştırmış, hatta kısaltmıştır. Bu nedenle sanayi devrimini tamamlamış bazı ülkeler alternatif enerji kaynakları arayışına girmişlerdir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında doğal kaynakların hızla savaşa aktarılması özellikle metal sanayinde hammadde sorunlarına neden olmuştur. ABD halkı tarafından başlatılan geri dönüşüm kampanyası sayesinde tonlarca metal, kâğıt ve plastik geri dönüştürüldü.
Birkaç iyimser örnek vardı ama bunlar asla yeterli değildi. Bir yüzyıl içinde dünya nüfusu katlanarak artmaya devam etti ve uygarlığımızın enerji ihtiyacı hiç olmadığı kadar büyük seviyelere ulaştı. Fosil yakıtlar günümüzde de kullanılmaya devam ediyor ve hava kirliliği Çin ve ABD gibi büyük metropollere sahip ülkelerde düzenli bir sorun haline geliyor.
Temiz Teknoloji Çalışma Alanları
1- Güneş Enerjisi ve Rüzgâr Türbinleri
İklim değişikliği ve hava kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olan fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması için güneş ve rüzgâr enerjisinin daha verimli kullanılması kaçınılmaz görünüyor. Bu iki alternatif ve yenilenebilir enerji kaynağı, günümüzde temiz teknoloji atılımının en önemli parçalarından birini oluşturuyor.
Dünya atmosferi dışındaki güneş radyasyonunun yoğunluğu ortalama 1370 Watt/m² olmakla birlikte, yeryüzünde 0-1100 Watt/m² arasında değişmektedir. Bu enerjinin Dünya’ya ulaşan küçük bir kısmı bile insanlığın mevcut enerji tüketiminden kat kat fazladır.
Güneşten gelen enerjinin yaklaşık %1’i atmosferde kinetik enerjiye dönüşerek rüzgarları oluşturur. Bu enerjinin yeryüzüne eşit olarak dağıldığı varsayıldığında, karada rüzgârdan elde edilebilecek enerji 3,4×10¹⁴ Watt olarak hesaplanmaktadır ki bu da şu anda dünyada kullanılan ticari enerjinin 22 katıdır.
2- Elektrikli ve Hidrojenli Araçlar
Fosil yakıtlarla çalışan ulaşım araçları, ortaya çıkardığımız karbon ayak izinde en büyük paylardan birine sahip. Bu durumun önüne geçmek için elektrikli ve hidrojenle çalışan araçlar ön plana çıkıyor.
Bu iki alternatif ulaşım modeli sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yetmese de çok daha çevreci, yenilenebilir ve sürdürülebilir görünüyor. 2022 yılı itibariyle elektrikli araçlar sayesinde günde 1 milyon varilden fazla petrol tasarrufu sağlanmış durumda. Karayolu taşımacılığında petrol kullanımının 2050 yılına kadar tamamen ortadan kalkması halinde tasarruf edilecek günlük petrol miktarının 21 milyon varile ulaşabileceği öngörülüyor.
3- Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama Teknolojileri
Bu teknoloji ise salınan karbon miktarını azaltmaktan ziyade, salınan karbonu atmosferle buluşmadan önce yakalamayı hedefliyor. Özellikle endüstriyel alanlarda gerçekleştirilen bu uygulama, karbon salınımını engellemenin yanı sıra, bloke edilen karbonun depolanarak sonraki üretim süreçlerinde kullanılmasını da amaçlıyor.
Halihazırda Sanayi ve Yakıt dönüşüm sektörlerinde faaliyet gösteren 30’a yakın ticari Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama (CCUS) tesisi bulunmakta ve geliştirilmekte olan projelerin sayısı giderek artmaktadır. Devam eden projelerin hayata geçirilmesiyle karbondioksit yakalama kapasitesinin dört katına çıkması beklenmektedir.
4- Sürdrülebilir Tarım Projeleri
Tarım ve hayvancılık, karbon salınımında önemli bir orana sahip. İnsanlığın geleceği için hayati önem taşıyan tarımsal faaliyetler, modern dünyada oldukça sanayileştiği için, doğayla işbirliği içinde yürütülmesi gereken bu uygulama, doğaya zarar veren bir eyleme dönüşüyor.
Tarım çok ciddi çevresel değişimlere neden olurken, bu değişimlerden de çok ciddi şekilde etkileniyor. Sürdürülebilir tarım, değişen çevre koşullarına uyum sağlayarak artan insan nüfusunu beslemek için potansiyel çözümler üretiyor.
Sonuç
Ödediğimiz bedel, sanayi devriminden bu yana fosil yakıtlara olan sarsılmaz bağımlılığımızın bir sonucudur. Hükümetler ve sivil toplum kuruluşları tarafından ilan edilen mevcut iklim acil durumu nedeniyle, temiz teknoloji çözümleri bugün her zamankinden daha fazla talep görüyor, ancak yeterli değil. Tüm araştırma sonuçları ve simülasyonlar, önümüzdeki birkaç on yıl içinde gerekli önlemleri almazsak durumun geri dönülemez bir aşamaya ulaşacağını gösteriyor.
Henüz çocuk sayılabilecek kadar genç olan uygarlığımızın bu kısa sürede evimize verdiği zararın önüne geçmek zorundayız. Küresel toplulukların ve kuruluşların temiz teknoloji projelerini teşvik etme yönündeki baskıları, temiz teknolojilerin şimdi ve gelecekte yaygın olarak benimsenmesiyle sonuçlanacaktır.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi unutmayın!
Bilimle Kalın.
Kaynakça
https://climate.nasa.gov/vital-signs/global-temperature/
https://svs.gsfc.nasa.gov/4964
https://www.azocleantech.com/article.aspx?ArticleID=532/
https://en.wikipedia.org/wiki/Clean_technology/
https://www.iea.org/reports/world-energy-outlook-2021/executive-summary
https://www.precedenceresearch.com/green-technology-and-sustainability-market
https://tr.wikipedia.org/wiki/R%C3%BCzg%C3%A2r_g%C3%BCc%C3%BC
https://about.bnef.com/electric-vehicle-outlook/
https://www.iea.org/reports/ccus-in-industry-and-transformation